Basın özgürlüğü demokrasinin teminatıdır
*Gazeteciler, toplumun vicdanı ve bilgi kaynağıdır
*Siyasetin basın üzerindeki sansüründe kaybeden toplumdur!
*Gazeteciliğin itibarsızlaştırılması, demokratik bir toplum için ciddi bir tehdit oluşturur
3 Mayıs, Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanır.
Bu gün, basın özgürlüğüne ve gazetecilerin çalışma koşullarına dikkat çekmek ve bu alandaki zorluklara karşı farkındalık oluşturmak için dünya çapında gündeme getirilen bir gündür.
UNESCO tarafından 1993 yılında ilan edilen bu özel gün, basın özgürlüğünün önemini vurgulamak ve gazetecilere yönelik baskıları ele almak amacıyla her yıl çeşitli etkinliklerle hatırlatılır.
Bu gün aynı zamanda, basın özgürlüğüne karşı yapılan ihlalleri kınama ve basın özgürlüğünün güvence altına alınmasını teşvik etme fırsatı sunar.
İşte tam da bu fırsatla, bizler Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği olarak, 3 Mayıs özelinde farkındalık yaratmaya çalışırken, basının önemini ve basın özgürlüğünün kritik değerini bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Basın özgürlüğü, demokrasinin temel taşlarından biri olarak kabul edilir ve toplumların bilgiye erişimi, ifade özgürlüğü ve demokratik süreçlerin işleyişi açısından hayati öneme sahiptir.
Basın, toplumun vicdanı ve bilgi kaynağı olarak kritik bir rol oynarken, haberler aracılığıyla kamuoyunu bilgilendirirken, farklı görüşleri ve sesleri duyurarak demokratik bir tartışma ortamının oluşmasına katkıda bulunmaktadır.
Şimdilerde ise toplumda bu kadar önemli bir meslek grubu olan gazetecilik mesleğinin itibarsızlaştırılması ile karşı karşıya kalındığını söylemek hiç de yanlış olmaz.
İnternet ve sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, sahte haberlerin ve yanlış bilgilerin kolayca yayılması, gazetecilik meslek etik ve ilkelerinden uzaklaşılması, gazeteciliğin güvenilirliğini tehlikeye atmaktadır.
Bu durum, insanların gerçek haberle sahte haber arasındaki ayrımı yapmalarını zorlaştırmaktadır. İşte bu nedenle Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği medya okur-yazarlığının önemini bir kez daha vurguluyor.
Sosyal medya üzerinden yapılan yayınlar, internet haber sitesi adı altında kimin olduğu ve hangi yayın ilkeleri ile yayın yaptığı belli olmayan ‘internet haber siteleri’ ve kendini gazeteci olarak tanımlayıp, meslek ilke ve etik kurallarına uymayan kişilerin devlet ile kurdukları kirli ilişkilerin başta gazetecilere, genel olarak da topluma verdiği zarar ortadadır.
Siyasetin basına karışması, basın özgürlüğüne yönelik ciddi tehditler arasındadır. Gazetecilerin bağımsızlık ve objektiflik ilkelerine uygun olarak çalışabilmesi, demokrasinin sağlıklı işleyişi için önemlidir.
Ancak, siyasi baskılar ve sansür girişimleri, basının özgür bir şekilde çalışmasını engellemekte dolayısıyla kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini de engellemektedir.
Bir kez daha vurgulamak gerekirse, gazeteciliğin itibarsızlaştırılması, demokratik bir toplum için ciddi bir tehdit oluşturur.
Gazetecilerin mesleki ilkeler ve etik çerçevesi, doğruluk ve kamu yararı prensiplerine uygun olarak haber yapmaları, toplumun doğru bilgiye erişimini ve demokratik süreçlerin işleyişini sağladığı ortada dururken, gazeteciliğin itibarını korumak ve güçlendirmek, kamuoyunun da görevi olmalıdır.
Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği, son dönemlerde çokça konuştuğumuz, Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasası çerçevesindeki görüşlerini her platformda dile getirmektedir. Bizler biliyoruz ki, haber yaparken insanların özel hayatına saygı göstermek, basının güvenilirliğini artırır ve kamuoyunun güvenini sağlar. Ancak, bu yasa aynı zamanda kamu yararının korunması açısından da önemlidir ve gazetecilerin önünde engel olmamalıdır.
Talebimiz, bir an önce bu yasada gerekli değişiklikler yapılarak kamu yararı gözetilen konularda gazetecilerin baskı ve sansüre uğramasının önüne geçilmesidir.
Öte yandan 2024 yılında, dünya genelinde birçok gazeteci hedef alındı ve hayatını kaybetti. Bu durum, basın özgürlüğünün ne kadar ciddi bir tehdit altında olduğunu göstermektedir. Savaş ve çatışma ortamlarında gazetecilere yönelik şiddetin artması, basın özgürlüğüne karşı yapılan saldırıların en acı örneğidir.
Savaş ve çatışma bölgelerinde çalışan gazetecilerin güvenliğinin sağlanması ve savaş bölgelerinde serbest bir şekilde çalışabilmesi için uluslararası toplumun daha fazla çaba göstermesi gerekmektedir.
2024 Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nün Odak Noktası: Gezegenimizin Karşı Karşıya Olduğu Çevre Krizi ve Sürdürülebilirlik
Bir diğer taraftan, bu yıl, 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nün odak noktası, gezegenimizin karşı karşıya olduğu çevre krizi ve sürdürülebilirlik meseleleri olacaktır. Gazeteciler, çevre krizi hakkında kamuoyunu bilgilendirme, farkındalık yaratma ve çevresel sürdürülebilirliği teşvik etme konusunda kritik bir rol oynamalıdır. Basın özgürlüğü, çevre sorunlarına karşı mücadelede en önemli araçlardan biridir ve gazetecilerin bu alandaki çalışmaları, dünyamızın geleceği açısından hayati bir öneme sahiptir.