Ülkemizde her bireyin üzerine titremesi gereken demokrasi, fikir ve basın özgürlüğünün, çoğulculuğun ve hoşgörünün son zamanlarda aldığı darbeler kaygı vericidir.
Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği, ödün verilemeyecek bu değerler için tarihi boyunca önemli mücadeleler vermiş, ülkenin aydın kesimlerinden biri olan gazetecilerin temsilcisidir.
Basın ve ifade özgürlüğüne yapılan her saldırının, uygulanan her kısıtlamanın ve sansürün, ayrıca gazetecilerin işten atılmasına kadar varan hoşgörüsüzlüğün karşısında yer aldığımızı ve bunları kınadığımızı bir kez daha vurgulamakta yarar görüyoruz.
4. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın basın ve iletişim danışmanı Ali Bizden’in, ardından da ülkemizin aydın isimlerinden tıp doktoru, araştırmacı yazar Ahmet An’ın güvenliğe zararlı oldukları gerekçesiyle Türkiye’ye girişlerine izin verilmeyerek sınır dışı edilmeleri ve sonrasındaki süreçte hiçbir resmi açıklama yapılmaması rahatsızlık vericidir.
Yetkililerin bu konudaki sessizliği yanında kamuoyunda dolaştığı duyumları alınan “yasaklı listeleri” içerisinde gazetecilerin de olması yaşanan gelişmeleri ifade özgürlüğü açısından bir tehdit olarak değerlendirmemizi zorunlu kılmaktadır.
Bu iki olay gündemdeki sıcaklığı korurken, bir başka meslektaşımız ve üyemiz olan Serhat İncirli’nin Kanal T televizyonundan kovulması ve üstüne üstlük bu kararı alanların bir de 8 Temmuz tarihli yayın içeriğiyle ilgili avukatlarının gerekli çalışmayı başlattığını açıklaması da hoşgörüsüzlüğün ve bu kararda bazı üst makamların etkisini göstermektedir.
Kıbrıs Türk basını ve Kıbrıs Türk halkı, demokrasi ve basın özgürlüğü yolunda bugüne kadar şehitler vermiş, bedel ödemiştir. Düşünce farklılıklarına bile tahammül edemeyen zihniyetin icraatları karşısında dün olduğu gibi bugün de susmayacağız.