Birleşmiş Milletler tarafından 1993 yılında alınan bir karar doğrultusunda, 3 Mayıs tarihi tüm çağdaş ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de “Dünya Basın Özgürlüğü Günü” olarak kutlanılmaktadır.
Gazeteciler, bir toplumun gözü, kulağı ve dilidir. Gece-gündüz, tatil-bayram demeden çalışan, büyük bir özveri ve emek harcayarak, toplumu aydınlatmak için adeta bütün zamanını işine adar. Bu önemli görevi yerine getiren basın çalışanlarımızın çalışmalarını özgürce yapabilmesinde basın özgürlüğünün büyük önemi vardır.
Dünya Basın Özgürlüğü günü sadece gazetecilerin değil halkın da bilgiye ulaşma özgürlüğüdür. Eğer basın özgürlüğü olmazsa halkın doğu ve özgür habere ulaşma özgürlüğü de olmaz. O yüzden basınımıza düşen en önemli görev özgürlüğümüzden hiçbir zaman taviz vermemesidir. Toplumun her kesimi basın özgürlüğüne sımsıkı sarılması gerekmektedir.
Bir yılı aşkın bir süredir yaşanan Covid-19 krizi nedeniyle basın yayın kuruluşlarımız gelirsiz kalmış, basın sektöründe işten çıkarma ve kesintiler süratlenmiştir. Bu zor koronavirüs salgını günlerinde karşılıklı saygı, sevgi, dayanışma ve yardımlaşmaya ihtiyacımız varken, özellikle son zamanlarda ülkemizde gazeteci ve basın kuruluşlarımızı hedef alan birçok gelişme yaşanmıştır. Bu tip olaylar ülke demokrasisine olduğu kadar basın özgürlüğüne de sekte vurmaktadır. Bu gibi aksi davranışların bir yararı olmayacağı görüşünü bir kez daha hatırlatmak isteriz.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) yayınladığı yıllık dünya basın özgürlüğü raporunda, salgın sırasında 180 ülkenin neredeyse dörtte üçünde gazeteciliğin “tamamen veya kısmen engellendiği” duyurdu.
Raporda, KKTC geçen yıla nazaran bir sıra gerileyerek 76. sırada kendine yer bulurken, Güney Kıbrıs ise bir sıra yükselerek 26. sırada yer almıştır. Endeksin rapor bölümünde ülkemizdeki gerileme özellikle siyasilerin basınla girdiği tartışmalar “baskı ve tehdit”ler göz önünde tutulduğu ifade edilmiştir.
Bilinmesini isteriz ki özgür basın demokrasi ve ifade özgürlüğünün temel taşlarındandır. Basın mensuplarının mesleklerini icra ederken, özgür olmaları büyük önem taşımaktadır. Demokrasilerin tam anlamıyla yerleşmediği ve ifade özgürlüğünün sınırlı olduğu dünya coğrafyalarında; basın özgürlüğünden söz etmek mümkün değildir.
KKTC gibi gelişmekte olan ülkelerde, demokrasinin kökleşmesi için toplumun haber alma özgürlüğü bağlamında medyanın; yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü kuvvet olarak güçlenmesini desteklemek ve basının çok önemli bir kamusal sorumluluğa sahip olduğu unutmamak gerekir. Unutulmamalıdır ki demokrasi ve özgürlükler bir gün herkese lazım olabilir. Bu bağlamda, 3 Mayıs’ın “Dünya Basın Özgürlüğü Günü” olarak kutlanmasının temel amacını iyi anlamak gerekiyor.
3 Mayıs demokrasinin korunması, etik gazeteciliğin etkin şekilde yapılabilmesi, evrensel ölçekte basına uygulanan aşırı sansür uygulamalarına karşı, basın çalışanlarının bu zorlu mesleği yaparken karşılaştıkları sıkıntıların bilinmesi için seçilmiş özel bir gündür.
KTGB bugüne kadar kaliteli gazetecilikle, basın özgürlüğünün ülkede daha ileri noktalara taşınmasında gerekli olan çağdaş yasal düzenlemelerin yapılması, yapısal ve etik sorunların çözülmesi için aktif olarak görev almış almaya da devam edecektir.
Bu özel günde, ülkemizin demokrasi mücadelesinde, toplumsal bilinci canlı tutarak, kamusal sorumlulukla yayın yapan, haberin peşinde koşan, geçmişten günümüze büyük emek veren ve halkın haber alma özgürlüğünü sağlayan tüm basın çalışanlarımızın Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü en içten dileklerimizle kutlarız.
KTGB Yönetim Kurulu