Işık Kitabevi 34. Kitap Fuarı’nda dün akşam Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği’nin organize ettiği panelde “Medya, Vatandaş, İfade Özgürlüğü” konuşuldu.
Gazeteci-yazar Serhat İncirli ve ARUCAD İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Çağdaş Öğüç’ün konuşmacı olarak katıldığı panel, KTGB Başkanı Emin Akkor’un moderatörlüğünde yapıldı.
Panelde, konuşmacılar, görüşlerini ifade eden izleyicilerin sorularını da yanıtladı.
-İncirli: “Ne kadar çok demokrasi varsa o kadar ifade özgürlüğü vardır”
Gazeteci-yazar Serhat İncirli, basın özgürlüğünü de içeren ifade özgürlüğünün, demokrasiyle doğru orantılı olduğunu belirterek, “Bir toplumda ne kadar çok demokrasi varsa, o kadar ifade özgürlüğü vardır. İfade özgürlüğü, insanların kendi düşüncelerini söyleme özgürlüğüdür. Bu özgürlük, başkalarının özgürlüklerini ihlal edemez. Küfür, hakaret, aşağılama ifade özgürlüğü değildir” dedi.
KKTC’de ifade özgürlüğünün çok kısıtlı olduğu görüşünü ifade eden İncirli, meslek hayatı boyunca bu konuda yaşadıklarının ansiklopedi ciltlerini dolduracak kadar çok olduğunu söyledi.
İncirli, ülkede demokrasini ve ifade özgürlüğünü engelleyici çok şey bulunduğunu kaydederek, ifade özgürlüğü içinde basın etik kurallarının yer aldığını, haberlerde konuya muhatap kişi veya kurumların görüşlerinin de yer alması gerektiğini anlattı.
Ülkede yürürlükteki yasaların ifade özgürlüğü için son derece yeterli olduğunu belirten gazeteci Serhat İncirli, “Gazetecilikte evrensel kurallar, meslek doğru yapıldığı takdirde zaten yasalara ihtiyaç duyulmadığını ortaya koyuyor” diye konuştu.
Hükümetin gündeme aldığı yeni yasa tasarılarının amacının medyayı kontrol altında tutmak ve aleyhlerine yazılmasını önlemek olduğunu savunan İncirli, makam sahiplerinin medyayı kısıtlamak istediği görüşünü ifade etti. İncirli, siyasetin hiçbir dönemde bu kadar seviyesiz hale gelmediğini belirterek, “anlamsız ve kışkırtıcı” diye nitelediği yasa tasarılarının iktidarın alkışlanmak isteğiyle yanlış icraatlarının görülmesini ve insanların konuşmasını engellemek, olumsuzlukları gizlemek engellemek amacıyla hazırlandığını savundu.
Serhat İncirli, gazetecilik mesleğinin kurumsal anlamda değerini bulamadığını, basın toplantılarında kendini gazeteci addeden sosyal medya fenomenlerinin, emekli kişilerin soru sorduğunu, gazetecilere sıra gelmediğini belirterek “Mesleğimize müdahale edilmesi kabul edilemez” dedi.
-Öğüç: “Tasarılar yurttaşların her kademesini tehdit ediyor”
ARUCAD İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Çağdaş Öğüç de bugünlerde meclis komitesinde görüşülen özel ve kamu radyo ve televizyonların yayınlarını düzenleyen yasa tasarıyla ilgili sakıncalı gördüğü maddeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Hem bu, hem de ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı diğer yasa tasarılarının, yurttaşların her kademesini tehdit ettiği görüşünü belirten Öğüç, lisans ücretlerindeki düzenlemeyle sosyal medya mecralarındaki yayınları yapanların da Yayın Yüksek Kurulu’na (YYK) ücret ödemesi gerekeceğini; gazeteci olmayıp internet üzerinden yayın yapanların da reklam alıyorsa YYK’ya pay ödeyeceğini anlattı.
Çağdaş Öğüç, sosyal medyadaki yayınlarda aleyhlerine unsurlar olduğunu savunanların halihazırda yürürlükteki yasalar kapsamında da dava açabileceğine işaret ederek oysa radyo televizyonlarla ilgili tasarıda, davaları YYK’nın açmasının düzenlendiğini kaydetti.
Tasarıda, ödenmiş sermayenin yüzde 75’inin yabancı sermaye olabileceği düzenlemesini en tehlikeli madde olarak niteleyen Öğüç, yayın ilkelerinde ise muğlak ifadeler yer aldığını belirterek bunlardan örnekler verdi.
“Bir süre önce Meclis komitesi gündemine getirilen Ceza, Müfsidane Yayınlar ve Özel Hayat ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Değişiklik Yasa Tasarıları ile Kamu ve Özel Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nın ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikte olduğunu söylemek mümkün” diyen Öğüç, ülkede şu anda da ifade özgürlüğünün ne kadar olduğu konusunda kaygıları bulunduğunu söyledi.
Öğüç, sosyal medyayla gazetecilerin iktidarlarını kaybettiği görüşünü ifade ederek insanların haberleri sosyal medya fenomenlerinden almaya başladığını, gazeteciliğin sıkıntıya girdiğini, gündemi eskisi kadar belirleyemediğini savundu; “Dönem fenomenlerin dönemi olmaya doğru evriliyor” dedi.
Sosyal medyanın iktidar için tehdit oluşturduğunu, getirilen yasalarla insanlarda paranoya oluşacağını, yayın/paylaşım yapmaktan çekineceklerini; vatandaşın mesleği dışında paylaşım yapmaktan korkacağını kaydeden Çağdaş Öğüç, yaratılacak paranoyayı tehlikeli bulduğunu ifade etti.
Medyanın tiraj kaygısından kurtulması gerektiğini; reklam alabilmek için kurduğu maddi ilişkilerin özgürlüğünü kısıtladığını belirten Öğüç, yurttaşların da gazetecilere destek vermesi, fon sağlaması gerektiğini söyledi. Öğüç, internetteki hıza karşı gazetecilerin gündelik haberlerden çıkıp veri, bilgi ve belgeye dayalı gazetecilik yapması gerektiğini vurguladı.
-Akkor: “Mücadelemiz sürüyor”
KTGB Başkanı Emin Akkor da paneldeki konuşmasında, bir süre önce gündeme gelen üç tasarıyla gazetecilerin ve sosyal medya paylaşımı yapanların polis tarafından tutuklanıp mahkemede yargılanmasını sağlayacak düzenlemelerin öngörüldüğünü; “eleştiri sınırlarını aşan yıpratıcı yayın yapmamak” kuralını çok riskli bulduğunu, bunun farklı şekillerde yorumlanarak insanların mahkum edilebileceğini söyledi.
Akkor, gerek üç tasarı gerekse şu sıralarda meclis komitesi gündeminde yer alan radyo ve televizyonlarla ilgili yasa tasarılarına karşı mücadelelerinin sürdüğünü belirtti.